My Profile Photo

Deniz G


Bilingual Blog: Turkish and English on Software and Life.


Mısır Seyahatnamesi [TR]

Temmuz ayında arkadaşımla 3 gün Sharm El Sheikh, 3 gün Kahire olarak planladığımız Mısır tatilinin kısa bir özeti…

Sharm El Sheikh

Sharm El Sheikh, Sina yarımadasında en güneyde bulunan ve Kızıldenize kıyısı olan Mısır’daki turistik bölge. Türkiyede her yıl en fazla turistin geldiği ülke Rusya. Bu sene ise öyle değil. İlk defa Alman turist sayısı, Rus turist sayısını aşmış. Rusların artık tercih ettiği bölge ise, daha ucuz olması nedeniyle Sharm El Sheikh. Burası, aklınızda nasıl bir Mısır ya da Arap ülkesi imajı varsa, düşündüğünüz gibi bir yer değil. Bölge tamamen çöl, denize kıyısı olan yerlere ise lüks oteller inşa edilmiş (Mısır halkı için lüks kalıyor) ve tamamen uluslararası bir nüfusu var. Sadece otellerde ve işyerlerinde çalışan kişiler Mısırlı. Otellerde Mısırlı sayısı ise %1-2’yi geçmez.

sina

Uluslarası bir havalimanı var ve İstanbul’dan direkt uçuşla 3 saatte buraya gelinebiliyor. Mısıra kapıda vize uygulaması var, 25 dolar karşılığı havalimanı kontrolünde vize alınıyor. Havalimanından, otellerin olduğu bölge ise 10-15 km. Toplu ulaşım yok, sadece taksilerle yada booking.com’dan otellerin anlaşmalı servisleriyle ulaşım sağlanıyor. Uber yok. Taksiciler, müşterilerin yabancı olduğundan dolayı çok yüksek fiyat söylüyorlar. Pazarlık yaparak km başı 1 dolara anlaşabilirsiniz. Bize 12 km mesafe olan yere en az 15 dolar fiyat söylediler. Bir taksiciyle 10 dolar karşılığı anlaştık.

vize

Gittiğimiz otel, denize sıfır, 5 yıldızlı herşey dahil ve devasa büyüklüğü olan bir oteldi. 3 gece için 16 bin tl ödeme yaptık. Bir arkadaşımla gittiğim için kişi başı 8 bin tl’ye geldi. Şimdi Rus turistlerin neden Türkiye’nin Akdeniz bölgesi yerine burayı tercih ettiğini anlamışsınızdır. Hizmet açısından ise gayet müşteri yanlısı bir tutumları vardı. Sabah 5:30’da Sharm El Sheikh’e iniş yaptık, otele vardığımızda saat 6:30’du. Bize odamızı saat 8’de verdiler. Halbuki giriş saati öğlen 2 olmalıydı. Çıkışı ise, 12’de yaptık fakat uçağımız 5’te olduğu için yine otelde kaldık ve tüm hizmetlerinden faydalanmaya devam ettik.

otel

Kızıldeniz’de Dalış

Sharm El Sheikh’in batısında Kızıldenizde Ras Muhammed National Park diye bir bölge var. Burada, dalış yapılıyor ve arkadaşımın dediğine göre dalış yapmak için iyi bir yer. Kendisi, üniversitede dalış kulübündeymiş ve dalış için Akdenizde bir bölgeye gitmişler. Dalış yaptıkları yerde hiçbir şey yokmuş ve ortamı cazip kılmak için denizin altına tank koymuşlar. Dalış yapıp ona bakıyormuşsun. Burada ise durum tam tersi. Balık açısından çok büyük çeşitlilik var. Dalış yaklaşık 20 dk sürüyor ve bir sürü şey görme fırsatın oluyor.

Peki dalış nasıl bulunuyor ve oraya nasıl gidiliyor? Hoteldeki ilk günümüzde bizim de kafamızda soru işaretiydi ve akşam barda birisiyle tanıştık. Kendisi daha o günün sabahı ailesiyle dalışa gitmiş. GetYourGuide uygulamasında, konum bilgisi girince, orada yapılacak turistik faaliyetler ve bunları sağlayan şirketler çıkıyor. Orada istediğin zamanı seçip konumunu veriyorsun ve ödeme yapıyorsun. O gün seni hotelden alıyorlar ve dalışa götürüyorlar. Bizim kaldığımız hotelde böyle hizmet veren bir şirketin standı vardı. Oradan kayıt olduk. Dalış dediğime bakmayın, sadece dalış yok. Tüm gün, neredeyse 12 saat süren kızıldenizde tekne/yat turu. Dalışa gidiyorsun, yüzüyorsun ve teknede vakit geçiriyorsun. Fiyatı ise 25-35$ arası.

tekne

Ayrıca, Kızıldenizde kıyıdan birkaç kilometre uzakta, White Island isminde bir adacık var. Oraya da uğranılıyor ve genelde herkes orada fotoğraf çekiniyor.

whiteisland

Hard Rock Cafe

Hard Rock Cafe, içerisinde restoran, bar ve kendi ürünlerini sattıkları mağaza bölümünden oluşan dünya çapındaa bir kafe. 30’dan fazla ülkede 100’den fazla şubesi varmış. Çoğu zaman insanların t-shirt ve sweatshirtlerinde Hard Rock Cafe - Berlin resimlerini görürdüm ve oraya özgü bir yer sanırdım. Bunu da ilk Londra’da Hard Rock Cafe görünce, neymiş bu ya diye araştırınca öğrenmiş oldum. Londra’da gitmiş ve t-shirtini almıştım. Burada da olduğunu görünce, buraya da gideyim ve t-shirt alayım dedim. Kendimce, her gittiğim ülkeden birer t-shirtini alır ve koleksiyon oluştururum dedim. Buraya gelmeden önce, buranın aynı zamanda Rock için tarihi öğeler barındıran bir müze olduğunu duymuştum. Londradaki kafe ne kadar kalabalıksa, burası da bir o kadar boştu ve müze bölümü yoktu. Çünkü, Sharm El Sheikh’te 2 tane Hard Rock Cafe varmış ve bizim gittiğimiz yeni açılmış. Diğeri ise daha eski 25 yıllık kafeymiş.

hardrockcafe

Kahire

Sharm El Sheikh’ten uçakla 1 saat yolculuk ederek kahireye ulaşım sağladık. Hoteli de piramitlerin yanında ayarlamıştık. Havalimanı ile hotel arası da yaklaşık 30 40 km’ydi. Sharm El Sheikh’de Uber olmamasından dolayı, Uber’in genel olarak Mısır’da olmadığını düşünerek büyük bir hata yaptık ve bize 50$ dolar fiyat çeken taksiciler yerine toplu ulaşımla gidelim dedik. Toplu ulaşımla 2 vasıta değiştirerek 15 Mısır Poundu (yaklaşık 0.5$ dolar, yanlış okumadınız sadece 50 cent) ile hotele gittik. Eğer Uber kullansaydık sadece 250 Mısır Pounduna (8$) gidecektik. Para açısından 7.5$ kar etmiş olabiliriz ama o yolculuk sırasında yaşadığımız korkuyu ve dehşeti bilmiyorsunuz. Sharm El Sheikh’i anlatırken, aklınızda nasıl bir Mısır ya da Arap ülkesi imajı varsa öyle değil demiştim. İşte o imaj burası. Sokaklar kir toprak içinde, kalabalık, yürümek isteseniz bile tozdan nefes alamıyorsunuz, evler renksiz, tek tip toprak renginde. Kısacası ülke ve insanlar fakir ve sonuçları da bu.

Hotelimiz, piramitlerin hemen yanında 3 yıldızlı bir yerdi ve 3 gün için 8 bin tl ödeme yaptık, yani kişi başı 4 bin tl’ye bu deneyimi yaşadık. Piramitlerin yanında kalabileceğiniz en iyi yer burası. 5 yıldızlı ve tanınmış hoteller daha çok Nil nehrinin oralarda konumlanmış durumda.

otelp1 otelp2

Gize Piramitleri

Antik Mısır’ın inşa ettiği 100’den fazla piramit var, fakat dünyanın 7 harikasından biri olan Keops Piramidi, Kahiredeki Gize bölgesine inşa edilmiş Gize Piramitlerinden büyük olanıdır.

Antik Mısır deyince ne anlıyorum? Öncelikle tarih bilgimizi pekiştireyim. Yazılı insanlık tarihi, mö 3200’de sümerlilerin çivi yazısıyla yazıyı icat etmesiyle başlıyor ve günümüze kadar 4 farklı döneme ayrılıyor. İlk çağ, kavimler göçüyle Batı imparatorluğu yıkılana kadar devam ediyor yani mö3200-ms450. Sonra istanbulun fethine kadar orta çağ yani 450-1453, daha sonra fransız ihtilaline kadar yeni çağ yani 1453-1789, sonrası ise yakın çağ. Burada ilk çağ kısmı Antik çağ olarak da adlandırılıyor ve bu dönemde kurulmuş medeniyetlere de Antik medeniyetler deniyor. Yani Antik Yunanlar, Antik Mısırlılar, Antik Türkler gibi. Antik Mısırlılar, mö3150-mö30 arasında yaşamız ilk çağ uygarlığı. Daha sonra Roma İmparatorluğu ele geçiriyor ve eyaleti haline geliyor. Ms7’de de araplar egemen olmaya başlıyor.

Peki Antik Mısır neden bu kadar önemli? Nil nehri yanındaki verimli topaklarda (kuzey afrikada sıcak ve kurak iklimde yaşanılabilir bir yer), insanlar yerleşik hayata geçiyor ve tarımla uğraşıyorlar. Nehirdeki taşma olaylarından sonra, arazi sınırlarını tekrar saptayabilmek için tapu kadastro sistemini geliştiriyorlar. İlk gemiyi inşa ediyorlar. İnşaat teknikleri, sulama ve tarım teknikleri geliştiriyorlar. Sulama sistemlerinin inşası için matematik ve geometri geliştiriyorlar. Nil nehrindeki taşkınlara göre mevsimleri çıkarıyorlar (taşkın, ekim, hasat mevsimleri). Gökyüzünü izliyorlar, güneşe dayalı yön tayini yapıyorlar (nasıl yapıldıgını anlat), bugun kullanılan güneşe dayalı takvim hazırlıyorlar. Bir yılın 365 gündeki fazlalık 5 günü bayram ilan etmişler. Antik mısırdaki gelişmeler, insanlık tarihi açısında önemli olmuş ve önemi de buradan geliyor.

Antik Mısırda 190 kral hüküm sürmüş ve her bir krala da firavun denmiş. Firavun, Antik Mısırda ülkenin mutlak hükümdarı. Tüm kaynakların ve toprakların hakimi. Tanrının oğlu kabul edilir ve dolayısıyla kendi de tanrıdır, tanrının yeryüzündeki yansımasıdır.

Peki piramit mevzusu ne? Tarımla uğraştıkları için, ekinlerin kuruduktan sonra tekrar yeşerdiğini görüyorlar ve insanların da öldükten sonra yaşamına devam edeceğini düşüncesini geliştiriyorlar. Bunun için de öbür dünyaya geçise önem veriyorlar ve firavunların mumyanlanmasını geliştiriyorlar (Anubis kısmında bundan bahsedeceğim). Mumyalayarak, ruhlarının vücutlarında sonsuza kadar yaşayacağına inanıyorlar. Firavunlar için görkemli mezarlar yani piramitler yapıyorlar. Öldükten sonraki hayatında dirilince kullanması için, özel eşyalarıyla birlikte piramit içindeki lahite konuyorlar. Piramitler, tüm antik mısır medeniyeti boyunca inşa edilmiyor. Antik mısır, old, middle ve new kingdom diye kendi içinde 3’e ayrılıyor. Old ve middle kingdomda piramitler inşa edilirken, new kingdom döneminde tercihen dağa tüneller açılıyor, tapınaklar oluşturuluyor.

Dünyanın 7 harikasından birisi keops piramididir. Mö2500’de yapıldığı varsayılmaktadır. Yapımı yaklaşık 20 yıl sürmüş (hesaplama şu. piramit, her biri birkaç ton olan 2 milyon taş bloktan yapılmış. her gün 800 ton yerleştirilebileceği varsayılarak 20 yıl sonucuna ulaşılmış). Bu piramit, 150 m yüksekliğiyle 3800 yıl, dünyanın en yüksek yapısı kalmış. Bir ilginç bilgi daha. Bu piramitin yapımında kullanılan 2 milyon taş blok yan yana konsa, tüm fransayı çevreleyen 3 metrelik bir duvar yapılabilirmiş. Taş blokların piramitlere nasıl yerleştirildiği bilinmiyor ama en mantıklı düşünce, kat kat yukarı çıkmalaarı ve katlar arasında rampa kurmaları. En tepeye ulaşınca da rampaları kapatmaları.

piramit1

Bu arada, piramitler mısıra özgü bir yapı değil. Güney amerika da maya ve azteklerin yaptığı piramitler de var.

Gizede yan yana 3 büyük piramit var. İlki Keops, yanındaki kefren, onun yanındaki de mikerinos. Bunlar keops’un oğlu ve torunu oluyor. Bu piramitlerin de yanında 6 küçük piramit var. Yani o alanda toplam 9 piramit bulunuyor. Küçük piramitler de, firavunun eşleri için oluyor ve her piramitte yalnızca bir kişi oluyor. Biz gittiğimizde ortadaki kefren piramidi restorasyon nedeniyle kapalıydı, 1 ve 3. açıktı. 3. piramidin içine girdik.

piramit2 piramit3 piramit4

Benim buraya gelmeden önceki bir yanılgım da, piramitin köleler tarafından inşa edilmiş olmasıydı. Hatta gitmeden önce okuduğum yazıların bazılarında, kölelerin piramitler yapıldıktan sonra sırlarını açığa çıkarmamaları için öldürülmeleriydi. Rehber, böyle bireyin olmadığını, çalışanların da köle değil normal işçiler olduğunu söyledi. İşçilere dair ufak başka bir bilgi daha ekleyeyim. İnşaatlarda ve maden işlerinde çalışması için asyadan göçmen işçiler getiriliyor, bu göçmen topluluğuna hiksoslar diyorlar. Ekonomi bozulunca, bunlar önce bulunduğu bölgeyi, daha sonra mısırı ele geçiriyor. Antik Mısırda ilk defa yerli olmayan bir halk iktidar oluyor. Hikaye bir yerden tanıdık geldi değil mi?

Gize piramitlerinin girişinde sfenks var. Kefren piramitini yaptıran kral, piramit yapımı tamamlanınca arta kalan taşlardan rahatsız oluyor ve onlarla, girişteki bu sfenksi yaptırıyor. Sfenksin başı, kralın eşi, gövdesi de aslan.

Kaldığımız hotel, hemen piramitlerin girişindeydi. Hotelin tam önünde açık hava sineması vardı ve antik mısıra dair her gün aksamları farklı dillerde film yayınlıyorlardı.

piramit6

Bu arada, piramitlerin bulunduğu bölgenin turistik, haliyle gelişmiş bir yer olduğunu düşünürsünüz değil mi? Kesinlikle öyle değil. Piramitlerin çevresinde yapılaşma tamamiyle köy. Otelin anlaşmalı olduğu kişilerle, piramit çevresinde ben ve arkadaşım ATV turu yapmak istedik. ATV’lerle tam olarak bu köylerin içinde geçtik ve her yer at ve deve dışkılarıyla doluydu. Çölde yaklaşık 1 saat ATV’lerle tur yaptık ve piramitlerin manzarasında gün batımını izledik.

piramit7

Ayrıca, ATV turundan önce piramitleri gezerken, yakınlarında deve ile gezintiye de çıktı. Binişi gayet güvenli, yavaş hayvanlar ve korkutacak birşey yapmıyorlar. Tek sıkıntı, deve yatarken üstüne biniliyor ve deve ayağa kalkarken, yerden bayağı yükseldiğimiz için ufak çaplı bir korku oluşuyor.

piramit8

Kahire Kulesi

Kahire kulesi, 1950’lerde inşa edilmiş 187 metrelik kuledir. (Boyutunu gözönüne getirmek için, Atakule 80lerin sonunda yapılmış ve 125 metredir.) Burası aynı zamanda televizyon kulesidir. (Mesela çamlıca tepesindeki çamlıca kulesi de, televizyon kulesi olarak kullanılıyor. Televizyon kulesinde, radyo ve televizyon kanalları için antenler oluyor. Bu antenlerin farklı yerlerde olması yerine, merkezi olarak bir yere yerleştirip daha estetik durması sağlanıyor. Mesela radyo kanalı, yayınını kuledeki antene gönderiyor. Bu anten üzerinden o bölgeye yayın sağlanmış oluyor. Radyo ve televizyon vericileri burada konumlanmış oluyor. Mesela istanbulda çamlıca kulesi yapıldıktan sonra başka yerlerdeki antenler söküldü.)

kule1

Kahire kulesi, Nil’in ikiye bölünüp ortada oluşturduğu zamalek ada semtinde yer alır. Bu adada futbol sahaları ve spor kompleksleri var. Galatasarayda forvet olarak oynamış mustada muhammed, zamalekten transfer olarak galatasaray gelmişti.

kule2 kule3

Asansörle 70 kat çıkılarak en üste ulaşılıyor. Bileti 225 mısır poundu ve yukarıdaki kahire ve nil manzarası muhteşem. Ama üstte gördüğünüz manzarada yürümek için aşağı indiğinizde o büyü kayboluyor. Çünkü sokaklarda yürümek büyük çile. Her yer kir içinde, bazı yerler kokuyor.

kule4 nil

Mimari olarak lotus (nilüfer) çiçeği ilham alınarak yapılmıştır. Antik mısırda, en önemli ticaret kaynaklarından birisi de yağ endüstrisiymiş. Bitkilerden çıkarılan yağları medikal amaçlarla kullanıyorlarmış ve önemli bitkilerden birisi de lotus çiçeğiymiş. Ayrıca Kuledeki restoranda alkol satışı da var.

Mısır Medeniyeti Ulusal Müzesi

Antik mısırdan, günümüzdeki mısırın kuruluşuna kadar tarihi eserleri barındıran müzedir. Müze için çok güzel bir kampüs oluşturulmuş. Müze çevresindeki yerleşim alanı tamamen çöl renginden oluşurken, müze için, içerisinde yapay göl olan ve bol bol yeşil alan barındıran kampüs inşa edilmiş. Müzeye girişler ücretli (hatırlamıyorum) ve sadece nakit geçiyordu. Elimizde nakit olmadığı için, müzenin girişindeki atm’lerden para çektik. Müzenin 2 kattan oluşuyor. Giriş katı ve -1. Kat. Giriş katta antik mısır tarihinden mısır cumhuriyetinin kuruluşuna uzanan eserler varken, alt katta gerçek mumyaların sergilendiği özel alan var. Bu alanda, fotoğraf çekilmesi yasak. Ben çevrede kimseyi görmeyince uyanıklık yapıp fotoğraf çekmiştim. Beni kameralardan tespit edip 5 dk sonra bularak, fotoğrafları sildirmişlerdi. Aslında, burada çektiğim fotoğraf mumya değil, duvardaki çakal başlı insan olan mitolojik canlıydı. Kim olduğunu merak etmiştim ve ileride araştırmak için galerimde fotoğrafı dursun istemiştim.

muze1 muze2 muze3 muze4

Peki kimdi o canlı? Cevap, Anubis.

Anubis, bedenin çürümesini engelleyen mumyalama işlemini ilk yapan kişidir. Mumyalama tanrısı, ölüm ve cenaze tanrısı olarak da bilinir. Bu yüzden mumyalamakla görevli kişiler Anubis maskesi takardı. Çakal başlı maskenin olma nedeni, çakalların mezarlar etrafında dolaşmasından dolayı gelir. Anubis, cenazeleri mumyalayarak onları koruduğu için, aslında mezarlarını koruyor gibi düşünülebilir. Diğer dünyada ölülerin korunmasından sorumlu oluyor. Resimlerde her ne kadar korkutucu görünse de, iyi bir tanrıymış.

anubis

Kavalalı Mehmet Ali Paşa Cami

Kavalalı Mehmet Ali Paşa ya da mısırlıların tabiriyle muhammed ali paşa. 1805 yılından itibaren osmanlıdan mısıra atanan valiler kavalalı soyundan oluyor. Kavalalı hanedanı 1805’ten mısırda cumhuriyet ilan edilen 1953’e kadar devam ediyor. Kavalalı Mehmet Ali Paşa, osmanlıya, rum ve vahhabi isyanlarının (mekke ve medineyi vahhabbilerin elinden aldı) bastırılmasında destek verdi. Yunanlıların yaptığı Mora isyanında osmanlıya destek verdi fakat karşılığında mora yarımadasını istedi. İlk başta bu isyanı bastırdı, fakat devreye ingiltere rusya fransa girince, yunanlılar bağımsızlığını ilan etti. Dolayısıyla morayı alamadı. Şam valiliğini isteyince kabul edilmedi. Osmanlıya savaş ilan ederek, oğlu ibrahim paşayı göndererek önce şamı, sonra adana ve tarsusu, sonra da konyayı aldı. 2. Mahmutu devirip yerine oğlunu tahta geçirmek istedi. İstanbula kadar gelebilecek olan kavala ordusuna karşı osmanlı, ingiltere ve fransadan yardım istedi. Onlar kabul etmeyince rusyadan yardım istendi ve hünkar iskelesi anlaşması ile ruslar istanbula geldi. Daha sonra ingiliz ve fransızların devreye girmesiyle anlaşma imzalandı ve mehmet ali paşaya, şam valiliği, oğlu ibrahim paşaya hicaz(cidde) valiliği verildi. Bu olaylar toplamda 2 yıl sürdü. 2. Mahmut bu bölgeleri geri alabilmek için 6 yıl sonra nizipe (gaziantep bölgesi) ordu gönderdi, fakat ibrahim paşa osmanlı ordularını yendi. İbrahim paşa tekrar istanbula ordularıyla yürüdü. İstanbula gelirken 2.mahmut öldü ve osmanlı donanması iskenderiyede (** Büyük iskender, gittiği ve fethettiği bölgelere kendi ismini vermiş. Mısırdaki iskenderiye ve hataydaki İskenderun bunlardan bazıları) ibrahim paşaya teslim edildi. İstanbula gelen ibrahim paşaya karşı ingiltere avusturya ve rusya araya girerek anlaşma yapmak istedi, fakat ibrahim paşa kabul etmeyince ingiliz ve osmanlı donanması birlikte kavalalılara karşı savaştı ve yenilgiye uğrattı. Şam ve Hicaz kavalalıldan çıktı, osmanlı donanması geri verildi. Mısır iç işlerinde bağımsız (kavalalı hanedanlığına), dış işlerinde osmanlıya bağımlı olarak kaldı.

kavala

Kavalalı Mehmet Ali Paşa, mısıra vali atandıktan sonra modern mısırın kurulmasının temellerini atmış kişidir. Kente kale, cami, altyapı gibi birçok eser kazandırmıştır ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa Cami de bunlardan birisidir. Biz saat 4 gibi girişine ulaşmıştık fakat cami kapalıydı. Girişi sanırım öğlen saat 3’te kapanıyordu. Sadece dışarıdan görmekle yetindik.

kavala1

Ekstra Öğrenilen Bilgiler

Sagopa Kajmer

İsminin anlamının piramitlerle alakalı olduğundan bahsederdi. Sagopa, Mısırdaki bir piramit, Kajmer de bu piramiti keşfeden ve araştıran kişi. Rehber böyle bir piramidin ve hikayenin olmadığını ve uydurma olduğunu söyledi.

Her firavunun bir Musası vardır

Musa, yahudilerin en büyük peygamberi, tevratın gökten indiricisi. Ne zaman yaşadığına dair net bilgi yok fakat mö1500-1300 yıllarda yaşadığı düşünülüyor. Firavun, israiloğullarının gittikçe büyüdüğünü ve kendisinin düşmanlarıyla işbirliği yaparak tahttan indirilebileceğini düşündüğü için, bunlardan doğan her yeni erkek çocuğunu öldürtme karar alır. Annesi, musanın öldürümemesi için bebekken bir sandık içine koyar ve nil nehrine bırakır. O zamanki firavunun sarayının yanında sandık durur ve firavun tarafından sahiplenilir, elleriyle büyütülür. Daha sonra Musaya ilk kutsal kitap olan Tevrat indirilir ve musa, firavunun kendisine iman etmesini söyler. Firavun, musa ve inananlarını öldürmek için peşlerine düşler ve Kızıldeniz kıyısında yakalar. Musa, elindeki asayla kızıldenizi ikiye yarar ve kendi ve inananlar karşıya geçer. Firavun ve askerleri denizin ortasındayken deniz tekrar birleşir ve onlara mezar olur. Firavun, öleceğini anlayınca iman eder ama samimi olmadığı, sadece ölümden kaçmak istediği için firavun imanı kabul olmaz. Her firavunun bir musası çıkar sözü, her insanı, zalimce davranan birisinden kurtaracak bir kişi her zaman çıkar anlamındadır.

Tutankhamun

O dönem için hiçbir özelliği olmayan bir firavun. Tahta çok genç yaşta geçmiş (9-10 yaşları) ve çok genç yaşta da (20li yaşlar) ölmüştür. Tarihsel açıdan önemi ise, mezarının hiç bozulmamış şekilde bulunmasıdır. Firavun mezarlarına, firavunların hazineleri konduğu için, bunlara yönelik mezar soygunculuğu çok yaygındır. Bulunan tüm firavıun mezarlarında hırsızlık yapılmışken, bir tek bunun tüm hazinesi günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.

Mısır İsmi Hakkında

Mısırın resmi ismi Mısır Arap Cumhuriyeti. Arapça ismi misr. Anlamı da memleket, şehir demek. İngilizce olarak da Egypt deniliyor. Eski yunanca da aigyptos (aigos iptios kısaltması, yani egeden sonrası anlamında), oradan da Latinceye aegyptus olarak geçiyor. Eskiden yunanlılar bu bölgeyi bu isimle andıkları için Egypt olarak kalıyor. Bizler, çoğu ülke ismine İngilizce karşılığı değil, o ülkenin orijinal adına göre sesleniyoruz. Mısır için de, Arapçadaki halini Türkçeleştirecek kullanıyoruz.

Kişilerin İsim yapısı

isim / baba-ismi / dede-ismi / varsa aile-ismi

Mesela eski galatasaraylı mısırlı futbolcu Mustafa Muhammed Ahmed Abdullah. Burada Mustafa kendi ismi, muhammed baba ismi, Ahmed dedi ismi, Abdullah da genel aile ismidir. Kadınlarda, evlendikten sonra isminde ve soyisimlerinde bir değişme olmaz, aynı kalır.

Pi sayısı ve piramitler

Pi sayısı, en meşhur irrasyonel sayı. İrrasyonel ne? Rasyonel olmayan. Rasyonel, mantıklı demek. O zaman irrasyonel Sayı mantıksız sayı mı oluyor? Hayır. Rasyonal, rational’dan geliyor, yani oranlanabilir, kesirlenebilir sayı. İki tam sayıdan kesirlenebilir olarak üretilen sayılara rasyonel denir. Mesela 0.5, 1/2 olarak kesirlenebilir. Ama pi sayısı, rasyonel değil, çünkü hiçbir şekilde iki tam sayının birbirine oranıyla ifade edilemez.

Pi sayısına, Arşimet sabiti de denir. MÖ antik yunanda yaşamış matematikçi, aynı zamanda fizikte suyun kaldırma kuvvetini bulan Arşimet prensibinin de sahibi. Bu adam, matematiksel yöntemlerle pi sayısının değerini ilk hesaplayan kişi oluyor. Bunu da, çemberin içine ve dışına, çembere teğet geçen çokgen şekiller çizerek yapıyor. Çemberin içine çizdiği çokgenin çevresi, çemberin çevresinden küçük, dışına çizdiği çokgenin çevresi, çemberin cevresinden büyük. Mesela çapı 1 olan çemberin içine ve dışına kare koyuyor. Pi aralığını 2.82-4 arası buluyor. Eğer kare yerine altıgen koyarsa, değer 3-3.46 arası oluyor. Böyle böyle bir çemberin içine ve dışına birçok çokgen çizerek hesaplamalara pi’nin değer aralığını bulmaya çalışıyor. Çokgenin köşe sayısı arttıkça da belirsizlik daha da küçülüyor. Arşimet, pi sayısı değerini virgülden sonra iki basamak kesin olacak şekilde 3,14 hesaplamıştır. Fakat günümüzde de, nerede sona erdiği bilinmiyor, sınırları belirsiz. Bu yüzden irrasyonel sayı deniliyor, çünkü virgülden sonrası kesin değil. Peki hesaplamalarda pi sayısı kaç alınıyor? Ortaokulda 3, liselerde 3.14. Nasada hesaplamalar için virgülden sonra 15 basamak kullanılıyor. Fazlasına gerek olmadığı düşünülüyor. Çünkü dünyadan en uzak uzay aracı buradan 20 milyar km uzakta. Yani dünya ve uzay aracının diğer tarafına yarıçap çizilsin. Toplam çevresi 125,5 milyar. Eğer 15’den fazla kullanılsaydı bile 3-4 santim çevre farkı çıkacaktı. Yani 3,14 ideal, nasa kadar hassasiyet istenirse 15 basamak yeterli.

Pi sayısının, tarihte ilk olarak hesaplandığı yer, antik mısırda piramitlerin inşası sırasında 22/7 olarak hesaplandığına inanılmaktadır. Aslında ortada hesaplama yok. Keops piramidinin yüksekliği, 280 cubit (antik çağlarda ölçü birimi. Orta parmak ile dirsek arasındaki mesafe ve ortalama olarak 45cm. Tabandaki her kenar 440 cubit. Bunu oranlarsak 440/280 = 1,5714. İki ile çarpılırsa 3,1428 çıkıyor. Yani oran taban kenarı ve yüksekliği oranı pi/2 çıkıyor. Buradan yapılan çıkarım da, antik mısırlılar pi’nin farkındaydı ve piramitlerin matematikle iliskisi var, bu oran rastlantısal değil. Bu bilgilerden sonra, antik mısırlıların pi ile bir alakası olmadığı ve antik mısırı yüceltmek için yapılan bir çıkarım olduğu kanaatindeyim.